top of page
Search

Boşanma ile Büyümek

  • Writer: psikolog dilara ahman
    psikolog dilara ahman
  • Sep 19, 2019
  • 14 min read




ree


1. Giriş

2. Boşanmanın Aşamaları

3. Çocuklarla İletişim

4. Bebekler ve Yeni Yürümeye Başlayanlar

5. Anaokulu Çocukları

6. İlkokul Çocukları

7. Ortaokul Çocukları

8. Genç Yetişkinler

GİRİŞ

1960-1980 yılları arasında Amerika'nın boşanma oranlarında ciddi bir artış gözlendi. Toplum ise bazı evliliklerin yetişkinler için kişisel olarak tatmin etmeyen, duygusal açıdan acı veren ve hatta fiziksel açıdan tehlikeli olabileceğini kabul etti. Günümüzde ise uzmanların bu konuda en çok tartıştığı, çocukların içinde bulunduğu durumdur. Ciddi sorunlar yaşanan bir evliliği sürdürmek mi yoksa boşanmak mı çocuklar açısından daha sağlıklı, bu soru üzerine yapılan araştırmalar gösteriyor ki her iki seçenekte çocukların hayatında zorluklara yol açıyor. Evliliğin sosyal ve hukuki anlamda sona ermesi sosyal ameliyat olarak adlandırılabilir, bu şekilde karı koca arasındaki bağ kesilmiş olur. Bağın kesilmesiyle ortaya çıkan bazı olumlu etkiler duygusal acının sona ermesi, kişinin gelişimini durduran sınırların ortadan kalkması ve/veya fiziksel açıdan tehlikeli kişi veya ev ortamından kaçış olabilir. Diğer yandan boşanmış bir adamın evli olan hemcinsine göre psikiyatrik problem yaşama riski çok daha yüksektir. Kadınlar da ise depresyona yakalanma ve ekonomik sıkıntı çekme yüzdeleri evli olan hemcinslerine göre yine daha yüksek seyreder. Sağlıklı bir çocuğun gelişiminde ise boşanmış ebeveynlerin bulunması çocukta saldırgan ve sinirli davranışlara; üzüntü, kendine güven eksikliği ve depresyona; akademik performansta başarısızlıklara ve gelecekte özellikle ergenlikte ve erişkin dönemde yakın ilişkilerde sorunlara yol açabiliyor. Kimileri bu sorunları kısa zamanda yaşayıp atlatabilirken, kimisi bu sıkıntıları geride bırakmakta uzun süre güçlük çekebiliyor. Bu özetin amacı gençlerin bilişsel, sosyal ve duygusal anlamda nasıl büyüyüp geliştiğini anlamak ve boşanmanın getirdiği sonuç ve riskleri aza indirgeyen çözümler bulabilmek.

BOŞANMANIN AŞAMALARI

Çocuklar ebeveynlerinin boşanma süreçlerini üç ana maddeye bağlı yaşarlar; boşanmanın aşaması, çocuğun gelişim düzeyi ve çocuğun cinsiyeti. Her birinin çocuğun boşanmaya adapte olabilmesi için ayrı ayrı ele alınması gerekir. Boşanma yıllara dağılan bir süreçtir ve bu süreci üç aşamada inceliyoruz; ani kriz dönemi, kısa dönem sonrası ve uzun süreli dönem. İlk olarak, ani kriz döneminde çocuklar genellikle ebeveynler arası çatışmaların kurbanı olurlar. Boşanmanın verdiği mesaj nettir, eşlerden biri artık sevilmiyordur ve değersizdir. Bu durum çiftlerde kontrol edilemeyen öfkeye yol açar dolayısıyla boşanan çiftlerin çocuklarının yüksek sesli tartışmalara ve hatta fiziksel şiddet içeren görüntülere maruz kalması muhtemeldir. Bir başka durum ise ebeveynlerin eski eşlerini çocukların duyacağı şekilde eleştirmesi olabilir hatta çocuklarına eski eşlerini kötülemekten kaçınmazlar. Çok nadir durumlarda eşler arkadaşça ayrılır, çünkü boşanma ile birlikte ebeveynlerde yeni bir sosyal kimlik kazanmak şart olur, aynı zamanda uzun bir aradan sonra bekâr hayatın getirilerine hazırlanmak zorundadır. Finansal sıkıntılarda ani kriz döneminde ortaya çıkar, özellikle de boşanmanın ardından çocuklarının velayetini almış olan kadınlar için. Sanılanın aksine erkeklerde boşanmanın ardından yeni bir eve çıkmanın ve nafakanın verdiği yükün altında ekonomik açıdan zorlanabilir. Boşanmanın ilk aşaması aynı zamanda yok olan ebeveyn sorumluluklarına işaret eder. Sosyal yalıtım, yalnızlık, hiddetli kişilik, depresyon ve anksiyete birlikte en iyi ebeveyni bile sorumlulukları açısından tehdit eder. Boşanmaların yüzde doksanında velayet anneye kalır ve bu durum çocukta babaya karşı aşırı istek ve ihtiyaç hali doğurabilir, aynı zamanda daha az görülen ebeveyne sevgi artarken diğerine karşı tolerans düşebilir. İkinci olarak, kısa dönem sonrası boşanma süreci yaklaşık iki yıl süreyle ani kriz dönemini takip eder. Çocuklar için ebeveynlerinin yaşadığı çatışmalar sıradan bir hal almakla birlikte yoğun stres yaratan faktörler olmaya devam eder, dolayısıyla anne ve baba arasındaki gerilim hattında müttefik, piyon veya ikisi birden olabilirler. Bu dönemde ebeveynlerin hatırlaması gereken boşananların onlar olduğu ve çocukların hala bir anne ve babaya ihtiyaç duyduğudur. Yalnız ebeveynler çoğu zaman duygusal ve sosyal anlamda çocuklarını sömürerek boşanmanın yarattığı boşluğu doldurmaya çalışırlar, lakin bu gibi durumlar çocukların gelişiminde sorunlara yol açabilir. Bunlardan bazıları yeterince büyük olmasına rağmen çocuklarla birlikte uyumak veya çocukların kapasitesinin kaldıramayacağı ev işlerini omuzlarına yıkmak gibi, bu gibi durumlarda çocuklar ebeveyn gibi olurlar ve her ne kadar ebeveynlerine yardımcı olsalar da çocukluluklarından feragat ederler. Ayrıca bu dönemde daha az gördükleri ebeveynlerinin yokluğu daha da ağır basmaya başlar. Sanılanın aksine bazı durumlarda çocuklar diğer ebeveynlerinin de yokluğunu çekebilirler, çocuklarının sorumluluğunu alan ebeveyn artık daha çok çalışmak zorundadır ve yoruldukça çocuklarına ayırabildiği zaman kısıtlanır. Bir diğer gerginleştirici faktör ise bu dönemde çocuklar ebeveynlerinin cinselliğinin farkına varır, bekâr ebeveynler başkalarıyla görüşmeye başlar ve bu çocuklarda daha önceden bilmedikleri erken bir farkındalığa, aynı zamanda bir diğer karşıt duruma yol açar. Üçüncü aşama olarak uzun dönem aşaması tipik olarak kesin ayrılıktan iki ila iç yıl sonra başlar. Yine de bazen ilk iki dönem velayet, ekonomik düzenlemeler veya duygusal adaptasyonlar nedeniyle daha uzun sürebilir. Önemli olan ebeveynlerin birlikte aynı evi paylaşamadıklarını ama birbirleri olmadan da yaşayamayacaklarını görmeleridir. Bu dönemde çocuklar için en büyük stres kaynaklarından biri ebeveynlerin kendi aralarında yaşadıkları çatışmalar haricinde boşanmanın getirdiği yalnızlık sonucu doğan iç çatışmalar. Bazı durumlar eşler arasında kıskançlığa yol açabilir. Bir diğerinin arayı düzeltme çabalarının sonuç vermemesi ile eşlerden biri ilişkiyi sonlandırmakta ciddi güçlük çekebilir; çocuk kaçırma, yanlış suçlamalar ve çocuğa karşı şiddet birtakım örnekleri. Uzun dönem aşaması aynı zamanda pek çok ebeveynin yeniden bir eş aradığı ve tüm olumsuzluklara rağmen yeniden evlendikleri bir dönemdir. Bu durumlarda çocuklar hayatlarına yeni giren üvey anne ve babalara uyum sağlamakta güçlük çekerler. Çünkü her iki durumda da bu durumu kabullenmek anne ve babanın artık bir araya gelemeyeceğini kabullenmek demektir. Aynı zamanda eğer üvey ebeveynlerle anlaşmakta zorluk çekmiyorlarsa bir diğer sorunda onları anne veya babalarının yerine koymaktan ve onlara ihanet etmekten çekinmeleridir. Her ne kadar bu durumu öngörüp evlenmeden hayatına devam etmek isteyen ebeveynler olsa da, çocukların gelişimi için yeniden evlenen ebeveynleri ile büyümeleri doğuracak yeni avantajlar açısından değerlidir. Bir kız çocuğunun üvey babasıyla ve bir erkek çocuğunun üvey annesiyle paylaştığı sıcak ve sevgi dolu bir ilişki çocukların özgüveni ve karşı cinse karşı tutumları açısından da önemlidir. Çocuklarınızın eski eşinizle ilişkisine saygı gösterin. O sizin “eski” eşiniz olabilir, ama çocuğunuzun “eski” annesi ya da babası değil. Diğer ebeveynle çocuğunuz arasındaki ilişkiye saygı gösterin. Onunla kendilerini suçlu, ya da size karşı sadakatsiz hissetmeden zaman geçirebilmelerine izin verin, sadece izin vermeyin, bunun gerçekleşmesini sağlayın. Eski eşiniz çocuklarınıza bakmayı kesinlikle reddetmediği sürece, fikir ayrılıklarınızın çocuklarınızı ondan uzak tutmasına izin vermeyin. Hem annesiyle, hem de babasıyla kuvvetli sevgi bağları oluşturmuş bir çocuk geleceğe en iyi şekilde hazırlanır. Asıl dikkat edilmesi gereken ebeveynlerin boşandıktan sonra çocuklarına nasıl bir tutumla yaklaşmaları gerektiğidir. İlk yapılması gereken boşanmaya bağlı stresin yol açabileceği sorunların çözümü ve çocukların bu durumla nasıl baş edebileceğini anlatmak, üstesinden gelmek adına onlarla doğru ve yapıcı iletişim kurmaktır.

ÇOCUKLARLA İLETİŞİM

Aileler için açıklanması en zor konulardan biri çocuklarına boşanma kararlarını açıklamaktır. Anne ve babanın kendi ilişkilerine yönelik aldığı bu karar, çocuğun hayatı üzerinde son derece büyük bir etkiye sahip olabileceği için bu konunun sağlıklı bir şekilde konuşulması ve sürecin en iyi şekilde yönetilebilmesi büyük önem taşımaktadır.

Çocuklarla boşanma konusunu konuşurken en önemli nokta, onların bakış açısını göz önünde bulundurarak, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun stratejiler geliştirmektir. Özellikle de küçük çocuklar boşanma sürecinde neler olduğunu, boşanmanın neden yaşandığını ve ne hissettiklerini anlamakta zorlanacaktır. Küçük çocuklar olaylara kendi bakış açılarından bakarlar ve olayların merkezinde kendilerini görürler. Bu sebeple de genellikle kendilerini boşanmanın nedeni olarak görmeye meyillidirler ve boşanmayla ilgili kendilerini suçlarlar.

Bunun ötesinde, çoğu çocuk içten içe ailelerinin bir gün tekrardan barışacağını düşünür veya öyle olmasını diler ve bunun için bazı şeyleri düzeltmeye çalışıp çözüm yolları ararlar. Anne ve babası boşanan bazı çocuklar evden ayrılan ebeveynin kapıdan çıkıp bir daha asla geri dönmeyeceğine dair bir korku yaşarlar ve aslında terk edilmediklerine dair güven duygusuna ihtiyaç duyarlar. Bazı çocuklar ise anne ve babalarının boşandığını diğer insanlara söylemekten çekinebilir ve bu duyguları yalnız kendilerinin yaşadıklarına inanabilirler.

Aynı kayıp yaşantısında olduğu gibi çocuklar da ayrılığın ardından bir yas sürecine girerler. Bu yas sürecinde inkâr, öfke, pazarlık etmeye çalışma ve yoğun üzüntü gibi dışavurumlar yaşarlar. Bazıları da bir rahatlama hissettikleri için suçluluk duygusu hissedebilirler. Yaşanan dışavurum çocuktan çocuğa değişiklik gösterecektir. Ayrılık kararı verilmeden önce bazı çocuklar boşanma ihtimalinden şüphelenirler, bazıları içinse bu haber tamamıyla şok edicidir. Her ne kadar çoğu çocuk derinden etkilense de, özellikle küçük çocuklar kolayca incinebilir ve genelde en çok onlar acı çekerler. Dolayısıyla aileler için çocuğun tepkilerine eşlik etmek ve davranışlarındaki değişimleri gözlemlemek bu süreçte önemlidir.

Öncelikle eğer mümkünse, ebeveynler bu konuşmayı yaparken çocuklara terk edilmediklerinin güvencesini vermeli ve iki ebeveynin de ilerde bağ halinde olacağını belirtmelidir. Anne ve babanın mümkünse bir arada yapacağı bu konuşmadan sonra ise, çocuğun kendini rahat ve güvende hissedebileceği bir zaman ve yer belirlenmeli ve her bir ebeveyn çocukla yalnız da konuşmalıdır. Her şeyi bir anda anlatmaktansa ayrı ayrı yapılan kısa konuşmalar çocuğun yararına olacaktır.

Çocuğunuzla boşanma kararını konuşurken kullanabileceğiniz önemli strateji ve öneriler şe şekilde özetlenebilir:

Boşanmanın onun hatası olmadığını bilmeli. Özellikle de küçük çocuklar ben merkezli oldukları ve olayların merkezinde kendilerini gördükleri için boşanmanın sebebini de kendisi olarak görebilir. Bu sebeple de, boşanmanın sebebinin kendisi olmadığını, onun davranışlarının boşanma kararına yol açmadığını vurgulamak büyük önem taşır. Çocuklar, "daha iyi davransaydım, kardeşimle daha az kavga etseydim, derslerimden yüksek not alsaydım ya da ev işlerine yardım etseydim boşanmazlardı" gibi düşüncelere sahip olabilirler. Çocuklar boşanmanın bir sebebi olamaz; ayrılma ve boşanma bir yetişkin problemidir. Çocuğunuzun yaşını ve gelişim dönemini göz önünde bulundurarak ona genel hatlarıyla neden boşanma sürecinde olduğunuzu anlatın. Çocuğun bu boşanmanın kendi hatası olmadığını bilmeye ihtiyacı vardır. "Anne ve baba problemleri çözmek veya daha iyi hale getirmek için bir çözüm bulamadı.", "Seni üzdüğümüz için bizde üzgünüz.", "Ayrılık kararımız bizim ilişkimizle ilgili, bunun suçlusu sen değilsin." gibi cümlelerle çocuğunuzun boşanmanın sorumluluğunu üzerine almasına engel olabilirsiniz.

Onunla olan ilişkilerinizin değişmeyeceğini anlatın. Boşanma kararı anne ve babanın ilişkisinin değişeceğini gösterir, çocuk ile olan ilişkilerinin değil. Yetişkinlerin arasındaki ilişkiler değişse de çocuklarla olan ilişkiler daimidir. Çocuklarınıza tekrar tekrar onları sevdiğinizi ve her zaman onların yanında olacağınızı söyleyin. Onlara bakmaya ve korumaya devam edeceğinize dair güven verin. "Anne ve baba ayrılsa bile yine seni çok sevecekler ve senin yanında olacaklar.", "Sen her zaman bu ailenin bir parçasısın.", "Biz artık beraber yaşamayacağız, ama seni ne olursa olsun her zaman seveceğiz." gibi cümlelerle ayrıldıktan sonra kendisinin terk edileceğine ya da sevilmeyeceğine yönelik düşüncelerine engel olabilirsiniz. Benzer şekilde çocuklar annelerinin ve babalarının aileleriyle olan ilişkilerinin de aynı şekilde devam edeceğini bilmelidir. Çocuklara anneanne, teyze, dayı, babaanne, hala ve amca gibi yakın akrabaları ile olan ilişkilerinin de bitmeyeceğini bildirmek önemlidir.

Onu bilgilendirmeyi unutmayın. Çocukların bir ölçüye kadar boşanmanın sebebi hakkında bilgi ve farkındalık sahibi olmaya ihtiyaçları vardır. Ölçüyü kaçırmayacak ve onun sizlerle olan ilişkilerini zedelemeyecek şekilde ayrılık kararınıza yönelik onu da bilgilendirebilirsiniz. "Ayrılık kolay alınan bir karar değil. İlişkimizi yoluna koyabilmek için çok çaba sarf ettik ama daha fazla beraber yaşayamayacağımıza karar verdik." gibi bir cümleyle boşanma sebebiniz hakkında onu bilgilendirebilirsiniz. Aynı zamanda boşanmanın olumsuz bir sonucu da çocukların anne ve babaları arasındaki sorunları çözmek için kendilerini sorumlu hissetmeleridir. Çocuğunuzun sizi bir araya getirme sorumluluğunu hissetmesi, çocuklarınızda onlara yüklemek istemeyeceğiniz büyük duygusal yıkım yaratır. Bu ayrılık kararına o sebep olmadığı gibi, ebeveynlerinin tekrar bir araya gelmesinin sorumlusu da o değildir.

Onu dinleyin ve duygularına eşlik edin. Çocuklar ayrılık kararının ardından derin bir üzüntü yaşayabilirler. Bu üzüntü duygusu doğal ve yaşanıp geride bırakılması sağlıklı ve gerekli olan bir duygudur. Bu yüzden de çocukları bu konu hakkındaki duygu ve düşüncelerini paylaşmaya teşvik etmek önemlidir. Üzüntü gibi, boşanmanın onları nasıl etkileyeceği konusunda kaygı ya da bu kararı aldıkları için anne ve babalarına yönelik öfke de yaşayabilirler. Duyguları her ne olursa olsun bu duyguları konuşabilmek ve bu duygulara eşlik edebilmek oldukça önemlidir. Duygularını ifade etmesi konusunda baskıcı olmayın, sabırla ne hissettiği hakkında ipuçları yakalamaya çalışın ve içinde olduğu durumu anladığınızı onunla paylaşın.

Kararınızın sonuçları konusunda açık ve net olun. Çocuklar boşanma kararının kendi hayatlarını nasıl etkileyeceklerini bilmedikleri için yoğun bir endişe yaşayabilirler. Bu sebeple de ayrılık kararının neleri beraberinde getireceğini bilmeye ihtiyaç duyarlar. Kiminle ve nerede yaşayacaklarını, diğer ebeveynin nerede olacağını, hangi ebeveynle ne kadar zaman geçireceklerini ve hayatlarında nelerin değişeceğini onlara anlatın. Bu konuyu konuşmadan önce, boşanma sonrasındaki gidişat konusunda net olduğunuzdan ve çocuğunuzun bu konuda konuşmaya hazır olduğundan emin olun.

Onun kararlarına önem verin. Ebeveynler hayatlarını etkileyecek kararlar alırken çocuğun da kendi kararlarının dikkate alındığını bilmeye ihtiyacı vardır. Çocuğunuzu ihtiyaçlarını, isteklerini ve düşüncelerini aktarma konusunda ve ailecek vereceğiniz kararların bir parçası olması konusunda mümkün olduğunca cesaretlendirin. Fakat onu yetişkinlere ait kararlarda kendisini sorumlu hissedeceği pozisyonlara sokmamaya dikkat edin.

Diğer ebeveyni asla kötülemeyin. Neyi söyleyeceğinizi bilmek kadar neyi söylemeyeceğinizi bilmek de önemlidir. Çoğu ebeveyn ayrılık kararında kendilerinin haklı olduğunu gösterme kaygısıyla, çocuklarına diğer ebeveyni suçlama eğiliminde olmaktadırlar. Eşiniz iyi bir eş olmamış olabilir ya da sizi üzen şeyler yapmış olabilir. Fakat bu sizin eş ilişkinizle ilgili bir problemdir; çocuğunuzun annesiyle ya da babasıyla ilişkisiyle ilgili bir problem değildir. Eşiniz "iyi bir eş" olmasa da "iyi bir anne ya da iyi bir baba" olmaya devam edebilir. Annesinin ya da babasının ilişkide ne kadar kötü bir şey yapmış olduğunu duymak, çocuğa taşımakta çok zorlanacağı ve ömür boyu başa çıkmaya çalışacağı çok ciddi bir yük bindirir. Asla boşanma hakkında diğer ebeveynleri suçlamayın. Çocuğunuza sizin iyi bir ebeveyn olduğunuzu ama diğerlerinin kötü olduğu mesajını vermeye çalışmayın. Aksine her ikinizin de iyi bir ebeveyn olduğunu ve boşanma kararının bir suçlusu olmadığını bilmesini sağlayın. Bu şekilde, onun için zaten duygusal açıdan zor olan bir süreci, başa çıkması daha da zor bir hale getirmemiş olursunuz. Unutmayın, önemli olan çocuğunuzun bu süreci en az hasarla, en sağlıklı şekilde atlatmasını sağlamak olacaktır.

BEBEKLER VE YENİ YÜRÜMEYE BAŞLAYANLAR

Duygusal gelişimde ilk iki yıl çok önemlidir, bu dönemde bebeklere itinayla davranıldığında ve yeterli alaka gösterildiğinde bebekler öğrenir ve büyürler. Ancak ilgi ve bakım eksikliği, özellikle de bu kritik dönemde, bebeğin normal gelişimini aksatabilir. İlk yıllarda çocuğunuza davranışınız onun ileride kendisine, çevresine ve hayata karşı nasıl bir tavır takınacağını belirler. Bu, bebeğin çevresine karşı güven ve güvensizlik duygusunun oluştuğu dönemdir, göreceği tutarlı ilgi ve alaka sağlıklı bir benlik duygusu oluşturmasını sağlar.

Benlik duygusu henüz gelişmekte olduğundan, bebekler kendi duygularını çevrelerindeki insanların yansıması olarak yaşarlar, dünyaya çevrelerindeki uyarıcılara tepki vermek için önceden programlanmış halde gelirler. Anne mutluysa mutlu, üzgünse onların da üzgün olmaları gerektiğini düşünürler. Siz çocuğunuzla o an etkileşim halinde olmadığınızı da düşünseniz, o sürekli bir gözlem halindedir ve etrafındaki durumları sezer. Bu nedenle bebeğe yansıyabilecek negatif duygular onu derinden ve uzun süreli olarak etkileyebilir. Bu duygular bebeğinizin sizle bağdaştırdığı ve bağlandığı sevgi, sıcaklık, güvenlik gibi duyguların yerini alabilir. Bebek bu duygulara karışıklık, endişe ve korkuyla tepki verebilir.

Bebekler için anneyle kurulan bağ hayatta kalma ve duygusal sağlıklarını korumak için esastır, fakat babayla kurulan bağ da eşit derecede önem taşır. Anne de baba da çocuğun gelişimini tamamlamasına farklı şekillerde yardımcı olurlar. Anne zamanını bebeğe sabır ve düzen öğretmeye ve göstermeye harcarken; baba risk almayı ve fiziksel güveni öğretir. Annenin babaya karşı hisleri ne olursa olsun, bebeğin gelişim sürecinde babasıyla sürekli bir ilişki içerisinde olmasını sağlamak ve bebeğin hayatına dâhil etmek bebeğin gelişimine çok katkı sağlayacaktır. Aynı durum velayet babada olursa anne için de geçerli. Küçük oldukları için ne olduğunu anlamalı güç ama rutini korumak ve alışıla gelenin dışına fazla çıkmamak var olan değişimin etkilerini azaltmanın bir yolu. Mümkünse çocuğunuzun eski eşinizle sık ve düzenli bir biçimde görüştüğünden emin olun. Çocuğunuzun bulunduğu ortamlarda sakin ve pozitif tavrınızı koruyun. Çocuğunuzun hayatında süregelen bir değişim olmaması için günlük bir rutin belirleyin ve ona sadık kalın. Bebeğinizin “kişisel alanını” koruyun; en sevdiği battaniye, oyuncak vs.yi diğer ebeveyne giderken yanında götürüp getirmesi gibi. Devamlılığı sürdürün; bebeğinize bakan sizin dışınızdaki herkesin yaptıklarının sizin yaptıklarınızla ve davranışlarınızla tutarlılık gösterdiğine emin olun. Olası yeme ve uyku bozukluklarını öngörün; bunlar bebeğinizin stres gösterme biçimidir, gerekli durumlarda uzmanlara danışın. Çocuğunuzun üzerine düşmeye ve onu rahatlatmaya çalışmaya hazır olun, yaşadığı ani duygusal değişiklikler onun düzenini bozabilir ve bu bozukluğa karşı ebeveynler gösterdikleri ilgi biraz daha arttırarak bebeğin güvenebileceği bir ortamda olduğunu hissetmesini sağlayabilirler. Altı aylıktan küçük çocuklarda böyle durumlarda üzerine düşmenin getireceği yararlar, zararlardan daha çok olacaktır.

ANAOKULU ÇOCUKLARI

Büyümenin ikinci aşaması anaokulu yılları olarak da kabul ettiğimiz 3-5 yaş aralığıdır. Bu dönemde çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinde ilkokula hazırlanma adına gösterdiği gelişim önemlidir. Bu dönemde çocuk ebeveynlerinin boşanmasından kendini sorumlu tutacaktır. Bu yaştaki çocuklar aynı zamanda gerçek ve hayal dünyasını birbirinden ayırmakta zorluk çekerler. Bu sebeple annenin onları bırakıp gideceğini ve babalarının onları artık sevmediği gibi düşüncelere kapılıp ciddi stres altında kalabilirler. Öfke duygularını yoğun olarak yaşayabilir ve birlikte yaşadığı ebeveynine hırçın, öfkeli ve huysuz olabilirler. Uyku sorunları yaşayabilir ve geceleri korkulu rüyalar görebilirler. Bu dönemde çocukların boşanmanın yol açtığı negatif etkenlerle baş edebilmesi için; ayrı kaldığı ebeveynini istediği zaman ziyaret edebileceğine dair güven hissi vermek ve bunu düzenli olarak gerçekleştirmek, ayrı kalan ebeveynle çocuğun telefonla görüşmesine olanak hazırlamak, çocukla, anne ve baba olarak farklı zamanlarda farklı etkinliklerde buluşmak (sinema, tiyatro, piknik…) Birlikte geçirilen vakitlerde, çocuğu konuşmaya ve iletişim kurmaya cesaretlendirmek yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuğun duygularını ifade olanağı bulabileceği doğal ortamlardan faydalanmak (Anaokulunda oyun oynama, evde parmak boya ve serbest resim faaliyetleri, birlikte kitap okuma gibi.) ve boşanmadan onun sorumlu olmadığını bakımının sürekli ve düzenli olarak yerine getirileceğini, onu hiçbir zaman yalnız bırakmayacağınızı anlatmak önem taşır. Çocuğunuza karşı dürüst olun ve ona durumu açıklamakta tereddüt etmeyin.

İLKOKUL ÇOCUKLARI

İlkokul dönemi çocuğun gelişiminde üçüncü aşamadır, 6-8 yaş aralığını ya da anaokulundan ikinci sınıfa geçişi temel alarak bu dönemde çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişiminde ciddi bir artış gözlemlenebilir. Soyut kavramlara çok daha hâkim olan bu yaş grubu çocuklar gelecek konusunda daha gerçekçi görüşlere sahip olurlar. Bu sebeple çocuk boşanma olgusunun ne olduğunu anlamaya başlar. Anne-babasının artık birlikte yaşamayacağını ve birbirlerini eskisi gibi sevmeyeceklerini anlar. Her ne kadar boşanma kavramını algılayabilseler de bu yaş grubundaki çocuklar hala kendilerini sorumlu tutabilirler.

Unutulmamalıdır ki her ne kadar çocuk bu dönemde kendi başına okula gitmek gibi birtakım bağımsız sorumluluklar edinse de anne ve babaya hala bağımlıdır. Bu sebeple bir takım zorluklar yaşayacaktır. Kendisini aldatılmış hissedebilir. Ebeveyninden gidenin geri döneceğini ümit edecektir. Ayrılan ebeveynin artık kendisini istemediğini düşünmekte ısrarcı olacaktır. Arkadaşlarını görmezlikten gelebilir güven duygusu sarsılacaktır. Kimsenin onu okuldan almaya gelmeyeceğini düşünerek kaygı duyar. Baş ve karın ağrılarından şikâyet edebilir, aşırı ilgi isteyebilir. Uyku düzeni bozulur. Uyuma güçlükleri yaşar. Birlikte olduğu anne ya da babasını, zaman zaman kum torbası gibi hırpalar. Ona karşı hırçınlaşır.

Bu dönemde çocuklarına yardımcı olmak isteyen ebeveynlerin çocukları strese iten iç ve dış faktörleri birlikte incelemeleri gerekmektedir. Konudan sapılmamalı ve çocuğa karşı direkt, dürüst bir iletişime geçilmelidir. Yaşı ilerleyen çocuğun bu dönemde ailenin sabrını deneyeceği fark edilmelidir. Ebeveynler çocuklarına yardımcı olurken kendi duygu ve düşüncelerinin de farkında olmalıdırlar, genelde çocukların sorunlarına ebeveynler kendini körleştirerek çıkış yolu arasa da çocuklarının gelişiminin istekli ve sabırlı bir anlayış ve iletişim üzerinden ilerleyeceği unutulmamalıdır. Duygusal çöküntüleri hem çocuk hem anne-baba da gözlemlememek adına ebeveynlerin kendi içlerinde çatışmaması, çocuklarına ve kendilerine eşit ve kaliteli zaman ayırması ve sorumluluklardan kaçılmaması çok önemlidir.

ORTAOKUL ÇOCUKLARI

Çocukluğun bu aşaması 9-12 yaş aralığını kapsıyor. Bu yaştaki çocuklar her ne kadar kendilerine sunulan boşanma sebeplerine anlayışlı davranıyormuş gibi görünse de aslında yoğun bir kaybetme duygusu içine bürünürler. Bununla birlikte bu yaştaki çocuklar küçük yaştakilerin aksine suçu kendi üzerlerine almaz ve anne-babalarını suçlarlar. Büyüklerine öfke duyar, hayal kırıklığı yaşar ve kendilerini reddedilmiş olarak görürler. Yer yer anne ya da babadan birinin tarafını tutmak zorunda oldukları düşüncesiyle diğer tarafa düşmanlık besleme gibi davranışlar da ortaya çıkabilir. Hemen hepsi boşanmayı takiben okulda sıkıntı yaşar ve ders başarıları azalır.

Bu yaştaki çocuklara boşanma ile ilgili sebepleri yalansız olarak aktarmak en iyisidir. Onlara çocuk muamelesi yapmak yerine bir yetişkin gibi davranmalıdır. Ayrıca çoğu çocuk aile içinde cereyan eden bu durumu arkadaşlarından ve öğretmeninden gizleme eğiliminde olduğu için, okulda ortaya çıkabilecek problemlerin biraz olsun önüne geçebilmek için öğretmenine mutlaka bilgi verilmelidir.

Bu süreçte ebeveynler kadar öğretmenlere de çeşitli görevler düşüyor. Öğretmenlerin öncelikle ebeveynleri boşanan çocukların daha fazla ilgiye, desteğe ve sevgiye ihtiyaç duyacaklarını göz ardı etmemeleri gerekiyor. Aynı zamanda tahripkâr, saldırgan, okula direnç gösteren, dikkatini toplayamayan, sürekli ağlayan, öfkelenen, yalan söyleyen öğrencilere anlayış ve sabır göstermek, konunun hassaslığını göz önünde bulundurmak ve konunun gizli kalmasına gayret etmek büyük önem taşıyor.

Yapılan araştırmalar, boşanan ebeveynlerin iletişimlerini sağlıklı bir biçimde sürdürebildikleri, çocuklarına zaman ayırabildikleri, onları koşulsuz olarak sevmekten vazgeçmedikleri sürece bu çocukların akademik başarılarında ve bilişsel gelişmelerinde herhangi bir düşüş olmadığını gösteriyor. Bu zorlu boşanma sürecinden çocukların etkilenme düzeyleri, büyük ölçüde tarafların aile kurumuna verdikleri değere, yaklaşımlarına, çocuğun yaşına, eşlerin sosyoekonomik ve kültürel koşullarına göre değişim gösterebiliyor. Bu yaş grubu için sadece sözlerin yeterli olmadığının davranışla sağlamlaştırılması gerektiğinin önemi unutulmamalıdır. Bir diğer önemli faktör ise ergenliğin ilk sancılarını yaşayan bu yaş grubundaki çocuklar için özgüvene karşı cinsten gelen yatırımlar.

GENÇ YETİŞKİNLER

Çocuk gelişiminin son dönemi olarak adlandırabileceğimiz 13-17 yaş arası grubu çocuklara artık genç yetişkinler diyebiliyoruz. Her ne kadar bu sebeple boşanmadan daha az etkileneceği düşünülse de bu yaşlarda zaten ergenlik çağının problemlerini üzerinde taşıyan çocuk anne babasının boşanması ile ilave bir stres faktörü ile karşı karşıya kalmış olacaktır. İlk tepkileri genellikle anne ve babalarına daha mesafeli davranmaya başlamaları, ebeveynlerinden çok kendi arkadaşları ile vakit geçirmeleri ve aile içerisinde yaşanan bu olaydan dolayı çevrelerine karşı utanç duyusu beslemeleridir.

Kız çocuklar genellikle erkeklerden biraz daha hassas tepki verir. Anne-babasına karşı ortaya çıkan güven kaybı nedeniyle karşı cinse karşı ilginin artması ve bir koruyucu erkek arkadaşına sonucunda erken yaşta cinsel tecrübe yaşaması olası sonuçlardır. Erkekler ise daha saldırgan tepki verir. Dikkat edilmesi gereken ve beklenebilecek en önemli sonuç küçük yaşlarda suç işlemeye meyil ile ıslahevlerinin yolunu tutmalarıdır. Hem kız hem erkeklerde ilaç bağımlılığına adım atma ve kendine zarar verme gibi daha ileri problemler de hesaba katılmalıdır. Akademik performansta potansiyelin aksine ciddi düşüşler ve evden kaçmaya kadar varan mantıksız davranışlar sergileyebilirler.

Bu yaş grubu için yapılabilecekler ise aslında çocuğunuzun boşanmanın etkileri dışında aynı zamanda bir birey olma savaşı içinde olduğunu fark etmenizden geçiyor. Kendinize nasıl baktığınız ve duygularınızla baş ettiğinizle ilgili ona sağlıklı bir model olun. Ona sevginizi ve desteğinizi verin. Ona arkadaşça yaklaşmak kimi zaman daha cezbedici olsa da, ebeveynliğinizi elinizden bırakmayın. Onun pek çok arkadaşı olabilir, ama yalnızca iki ebeveyni var. Ona ebeveynlik yapmanıza hala ihtiyacı var. Ona beklentilerinizi açık bir biçimde belirtin ve koyduğunuz sınırlarda tutarlılığa dikkat edin. Onu hayatına devam etmesi için cesaretlendirin. Sizin yüzünüzden planlarını ertelemesini veya gerçekleştirmemesini teşvik etmeyin. Ergeninize diğer ebeveyniyle yakın ilişkide olma ve onu sevmesi için sözel ve duygusal olarak izin verin. Diğer ebeveynle zaman geçirmesi için onu cesaretlendirin. Ona sık sık onu sevdiğinizi söyleyin. Eğer diğer ebeveyni ile sizden daha çok vakit geçirmek istiyorsa bunu kişisel olarak algılamayın. Gelişimin bu evresindeki gençler hem-cins ebeveynleri ile daha çok zaman geçirmeyi tercih edebilirler. Eğer siz evden taşınan ebeveyn iseniz, ebeveynliğinizi yapmaya aynı şekilde devam edin. Telefon konuşmaları, e-posta ve birlikte yemek buluşmaları gibi aktivitelerle onunla iletişimde kalmak için çaba harcayın.

 
 
 

Comments


Post: Blog2_Post

©2019 by klinikpsikologdilara. Proudly created with Wix.com

bottom of page